Hep yazicam yazicam diyorum ama bi turlu firsatim olmuyor, ya da belki ben tembellestim cunki internette eskiye oranla az da olsa vakit geciriyorum yine ama sanirim baska seyler oncelikli olmaya basladi benim icin. Once bomba haberi veriyim (ki artik neredeyse bayat bi haber olucak ama hala duymayan arkadaslarim kaldiysa burdan ogrenebilir) bir bebegimiz olucak. Su an tam 19 haftalik hamileyim ve hala inanamiyorum. Ve guzel bir haber daha varki o da bebegimizin bir Elcin JR. olmasi yani kiz ve babasi da bende oyle olmasini istiyorduk.
Bu zamana kadar biraz sorunlu gecti tabi bulantilar, kansizlikla mucadaleler, taramalar, doktorlar ve hastaneler (neyseki en sonunda ozel bir hastanedeki Profesore teslim ettik kendimizi) vs derken inanilmaz telasli ve sinir bozucu oldugu zamanlar oldu. En kotusu de kan testlerindeki bazi degerlerin yuksek cikmasi sonucu 3 gun hastaneye serumla baglanmis sekilde esir olmakti sanirim.
Neyse iste simdilik gecti hepsi. Tabi gittikce onlemez kg artisim disinda. Hamile kalmadan once derdim ki hep "aman canim ne olucak insan yediklerine dikkat ederse en fazla 9-10 kg ile atlatir hamileligi ve sonrasinda da duzenli sporla zayiflar insan" isteeee hicbirsey icin buyuk konusmiycaksin al sana oldum resmen ve 46 kg ile hamileligim baslamasina ragmen su an 53.4 kg'yum ve oyle fazla yedigim yada abur cubur ve tatlilara saldirdigim filan da yok. Demekki sadece yemekle alakasi yokmus, ki sakin yanlis anlasilmasin kg alicam diye korkup da hamileligi sirasinda yeterince beslenmemeye de inanilmaz kiziyorum.
Tabi birden bire hayat degisiverdi bizim icin, ikimiz de artik zamaninin geldigini dusunuyorduk ve sanirim ikimiz de hazirdik ama insan ne kadar hazirim da dese boyle bir seye hazir olunmuyormus. En basta benim sifir beden, aktif ve tezcanli hayatim gitti yerine sakin her buldugu yere kivrilmak isteyen, dakika basi wc'ye gitmesi gereken ve karnindaki dayanilmaz kasintilarla bas etmeye calisan bir ev kedisi geldi. Surekli acikiyorum ama biri yemek yapip tv onune servis yapsin istiyorum..Ben ki herkesin abartiyosun dedigi sekilde titizimdir yerimde duramayip evi tertemiz ve hijyenik tutmayi severim simdi ahh ahh gormeli beni insanlar yere bisi dusse egilip almaya useniyorum resmen. Tabi onca seye ragmen yine de bircok hamileye gore pek o kadar yerimde durdugum da soylenemez sonucta yine yemekleri ben yapiyorum, temizlige yardimci bile gelse onunla beraber bende bos durmuyorum, yani hamilelik kaprisleri yapmiyorum ama sinirlerimin biraz gerildigini de kimse inkar edemez.
Bunlar yetmiyormus gibi bir de 3 yatak odali evimizde bebege yer acmamiz gerekti ki bu durum son derece yorucu ve sinir bozucuydu cunki biz evlenirken sanki hic bebek sahibi olmayacakmisiz gibi dosemisiz evi onu farkettik. Kendi yatak odamiz disinda bizimkinin hemen yanindaki odayi giyinme-soyunma odasi seklinde yaptirmis ve acik moduler dolap sistemiyle dosemistik, diger odamizda misafirlerimiz icindi ve ayni zamanda calisma odasiydi..(Malum ikimizin de Ankara'da kimsesi olmadigi icin bize gelen misafirler genelde hep ailemiz oluyor ve hep yatili oluyor tahmin edildigi uzere) Misafir odamiz yeterince gunes almiyor ve soguk oluyordu bu nedenle de ortadaki odayi bebek odasi yapmaya karar verdik. Eee o koca koca dolaplar yerinden cikinca evin hali gormeye deger tasinsak daha iyi diyoruz biz mesela. Evin cesitli yerlerine paylastirildi dolaplar ama simdi de is bebek icin yatak odasi secmeye geldi. Apartment Therapy diye bi site var dekorasyonla birazcik da olsa ugrasanlar bilirler cunki baya meshur bir site. En cok orayi kurcaladim ve en cok da ordaki mobilya secenekleri beni cezbetti. Oyle fazla birsey almayi dusunmuyoruz bir bebek karyolasi, ustunde altini da degistirebilecegimiz genislikte bir konsol (Bak Ozan farkinda misin bilmiyorum "degistirebilecegimiz" diyorum...Umarim bloguma goz attigin zaman hersey icin cok gec olmaz :)) ve birde emzirme koltugu ile bu isin ana temasi hallolmus olacak ama sanirim asil oyalayici seyler perdesi, halisi, abajuru, oyuncaklari, donence, aksesuarlar vs vs..
Meger bebekler icin gelistirilmis ne cok elektronik esya varmis...Bu kadar sey oldugunu bilmiyordum birde bunlarin iyisinin secilmesi belasi cikti basimiza. Off bazi seyleri ailelerimize paslamayi dusunuyorum ama henuz kime neyi paslayacagimi karar vermedim. Birkac yere baktik Ankara'da, bu sehir hep mi boyle bilmiyorum nedense Istanbul'un en miymirik seyleri buraya geliyormus gibi hissediyorum. Sitelere bakmayi goze bile alamadik yani. Hersey o kadar siradan, o kadar alisilmis seyler ki hicbir yenilik yok resmen. Suslu puslu bebek yataklari, besikler, hanedan torunu sanki, sagliksiz boyalar, kaplamalar, malzemeler...Ikea'nin katalogunda begendigimiz bir kac sey var ilk firsatta Istanbul'a gidip butun gunumuzu orda harcamak istiyorum, her aksesuari, her ayrintiyi incelemek, kurcalamak istiyorum. E oraya kadar da gitmisken isvec koftesi yemeden olmaz dimi, soyle soslu moslu..
Bu 40 haftalik hamilelik sureci tam anlamiyla bir hazirlik donemiymis anlasilan. Alinmasi ve yapilmasi gereken o kadar cok sey varki Ankara'da bulabildigimiz tek kullanisli magaza Cepa'daki Joker. Bir de cukurambarda e-bebek var internette ne satiyorlarsa aynisi magazada var. Neyse bu konularda bilgileri olanlar varsa ve paylasirlarsa cok sevinirim.
Bu buyuk telasin disinda hayat gayet sakin son zamanlarda benim icin, isler de duruldu, haftasonu gezileri yok oldu, havalar sogudu filan. Herhalde en son bizim binanin kaloriferi yandi bu sehirde, her bacadan duman cikiyordu ama bizim evlerin ici buz gibi olmasina ragmen apartman gorevlimiz israrla kaloriferi yakmamakta direniyordu..Nitekim iki yildir dogru duzgun grip olmayan ben hamile halime ragmen direk ust solunum yolu enfeksiyonuna kapilip ardindan bronsite varana kadar iki hafta mucadele ettim. Simdi iyiyim cok sukur.. Sonbahari oldum olasi sevemedim, boyle yapraklar dokulur, bir turlu ne giyeceginizi bilemezsiniz, pardesu olsa ince gelir, mont olsa terletir filan, huzun iste ama sonunda su yagmurun dustugunu gordum ya Ankaraya ohh yani rahatladik resmen. Bu kadarcik yagis barajlari doldurur mu bilmem ama su susuzluk derdimiz azalsa sahane olucak cunki yeme, icme ve kullanma suyu dahil herseyi satin aldigimiz 20 lt lik sularla yapmaya devam edersek biz baticaz sonunda. Sebze yikayamazsin, disini fircalayamazsin..Ben mi bu kadar panik vaziyetteyim bilmiyorum ama kolera, tifo vs bulasici hastaliklardan inanilmaz korkuyorum zaten simdi ilac da kullanamam...Gecen gun haberlerde bir de utanmadan deger olarak yazmislar Ankaranin baraj doluluk orani % 0 diye, gozlerime inanamadim..oyle rezerv filan kalmamis yani bitik vaziyetteyiz.. Ama kabahat bizde TEMA yillardir soyluyor, biz artik oyle su zengini bir ulke diiliz, yer alti sulari tukenmek uzere, su kullanimini bilinci olarak yapmaliyiz filan diye..Iste memleketimin insani "3 tarafi denizlerle cevrili cennet vatan" diyedursun denizi gordukce icecek suyumuz da var saniyor herhalde. Gerci aritilmaz mi aritilir ama dunya maliyetlere bu isler yapilana kadar elimizdekini korumayi bilsek. Al iste kuresel isinma simdiden burdu bizi Karadenizdeki yagislar da artip orasi da erozyona ugrayinca gorucez iyice...Yillarca ormanlari harap edip cay ve findik tarlalari actilar simdi suyun akisiyla toprak kaybini engelleyecek bitki ortusu kalmadi orda da...
Aman bende felaket tellali gibi nerden ustume coktuyse bu karamsarlik iyice. Havadan sanirim havadan boyle puslu, gri , kasvetli havalari basladi yine bu sehrin..Gunes isigini ilkbahara kadar unutucaz artik.. Bari kar yagsa..Keske soyle her yer bembeyaz olsa eskilerin dedigi gibi mikrop kirilir biraz.. Gerci bu sene kar yagsa accayip dokunur bana sanirim. Gecen yil yagsin yagsin diye o kadar dualar ettik resmen subatin sonuna kadar 20 cm kar yoktu kayak merkezlerinde subat sonunda en son kara denk geldik de bi hafta kayabildik esim ve babamla. Bu sene benim snowboardun ustune cikmam utopik bir hayal olucak tabi dolayisiyla yagarsa aglarim valla bana ne.. Bir de gecenlerde kartepeye kar yagmis dediler amanin nasil uzuldum "allam dedim gecen sene o kadar istedim vermedin simdi kayamiyorum diye ekim 15'te gonderiyosun"..
Bir de isin daha aci tarafi var tabi esim simdiden basladi pazarliklara "hayatim ben gitsem, valla gunubirlik kalmam bak, kayip donerim, ben seni yalniz birakirmiyim hic???" Hic iste..cik cik cik.. Seytan diyor gecir kafasina boardu gorsun kaymayi basinda donen kuslari sayarken.. Alla alla yaaa...